top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıCeren Çiller

Ağrı Dağı Yolcusu Kalmasın // H.G.Wells

Ağrı Dağı Yolcusu Kalmasın


H.G. Wells (1866 - 1946)

H.G. Wells Kimdir?


Herbert George Wells, Dünyaların Savaşı, Dr. Moreau'nun Adası ve Zaman Makinesi adlı bilimkurgu romanlarıyla tanınan ama neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş olan İngiliz yazardır. Birazdan derinlerine dalacağımız Ağrı Dağı Yolcusu Kalmasın adlı kitabı, kendisinin 74 yaşında yazdığı, son ütopyacı eseridir.


Okumadan önce:


82 sayfadan oluşan, bir günde bitecek kısalığa sahip bir kitap gibi görünse de, içeriği haftalarca aklınızın bir köşesinden silinmeyecek nitelikte bir eser, beş bölümden oluşmakta. Sizi kitapla baş başa bırakmadan önce beraber ilk üç bölümünün genel akışını inceleyelim.

1. Bölüm

Bir saniyeliğine düşünün. Bir gün evinizde otururken kapı çalıyor, açtığınızda karşınızdaki kişi Tanrı olduğunu ve dünyayı bir kere daha baştan başlatacağını söylüyor, ne yapardınız? Kitap, Tanrının insan şeklinde Nuh Lammock’un evine gelip ona ikinci bir tufan planladığını anlatması ile başlıyor. Kendisine ikinci bir Nuh gerektiğini, onun bu işi başarabilecek kişi olduğunu söylüyor Lammock’a. Lammock ise karısından boşanmış, kendini kitaplarına vermiş yalnız bir adam. Evindeki tanrının gerçek, inandığı tanrı olduğundan emin olmak için birkaç soru yöneltiyor yaşlı adama. Böylece aralarında dinler tarihine uzanan derin bir sohbet başlıyor. Kitab-ı Mukaddes sorgulanıyor, Tanrı içindeki aldatılmışlığı, insanlara olan küskünlüğü, ihanete uğramışlığını, öfkesini anlatıp dert yanıyor. Lammock, kutsal kitaptaki bazı olayların gerçek yüzünü öğreniyor ve bir müddet sonra Tanrıya yardım etmeyi, onun ikinci Nuh’u olmayı kabul ediyor.

2. Bölüm

Birkaç gün sonra tanrı tekrar odaya geldiğinde Nuh ona bir bildiri yazmakta olduğunu, bu işe beraber baş koydularsa her şeyi baştan konuşmalarını öneriyor. Gemiye neleri almaları, neleri geride bırakmaları gerektiklerini tartışıyorlar. Bazı düşüncelerin dünya üzerinden silinmesi gerektiğini savunup onları geride bırakmak istiyor Lammock. Bu bölümde Wells, kendi fikirlerine ve kitaplarına atıflarda bulunarak okuyucuya benimsediği felsefeyi göstermeyi ihmal etmiyor. Tanrının yanından bir müddet ayrıldıktan sonra evinin bahçesinde oturup, oracıkta denk geldiği şaşkın bir su sıçanına Tanrının anlaşılmadığını, aslında onun tam bir devrimci olduğunu, Karl Marx’ı, toplumların nasıl birilerinin etkileri altına girdiklerini, komünist hareketin özgürlük anlayışını nasıl çarpıttığını, tek çarenin baştan başlamak olduğunu anlatıyor uzun uzadıya. Bildirisine neler yazacağından emin bir şekilde ayrılıyor bahçeden.

3. Bölüm

Nuh Lammock, gemisine hangi fikirleri alacağına karar verdikten sonra başlıyor mürettebat arayışına. Aradığı kriterlere uygun insanlar, ne kadar modern bir dönemde yaşıyor olsa da, aklına gelen hiçbir toplulukta bulunmuyor. Bu bölüm için özet geçecek olursam dünyadaki her kesimden insanı eleştirip gemisine almaya uygun bulmuyor diyebilirim.

4 ve 5. bölümler işlerin sarpa sardığı bölümler. Kitap aslında yarım bırakılmış, devamı gelmemiş. Sonunda ne olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

Bütün bunları okuduktan sonra Wells’in ne kadar hayal gücü yüksek bir adam olduğunu düşünmeden edemedim. Bu kadar yerinde, kaliteli yapılan bir eleştiri, okuyucuyu her sayfada şaşırtıyor. Dini ve toplumu o kadar farklı yerlerden ele alıyor ki bir ustanın kitabını okuduğunuzu anlıyorsunuz. Ayrıca içerisindeki bazı olayları, eğer meraklı bir okuyucuysanız, araştırıp yeni şeyler öğrenmek sizleri sevindirecektir.

Kitabı Türkçeye bu kadar güzel çeviren Mert Moralı’ya çok teşekkür ederim. O kadar başarılı ki sanki anadili Türkçe hissini veriyor.

35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page